She took care to school her expression, not giving away any of her feelings.
She likes her school a lot.
- O okulunu çok seviyor.
Please follow the school rules.
- Lütfen okul kurallarına uyun.
Tom taught French at a small college.
- Tom küçük bir okulda Fransızca öğretti.
I had to drop out of college and get a job.
- Okuldan ayrılıp bir iş bulmak zorunda kaldım.
There used to be a coffee shop near the school.
- Okula yakın bir kahvehane vardı.
I go by that shop every morning on my way to school.
- Her sabah okula giderken o dükkanın önünden geçiyorum.