O, hatalarını kolayca kabul edecek bir adam değildir.
- He is not a man to admit his mistakes easily.
O, soğuk algınlığına kolayca yakalanır.
- She catches colds easily.
Yarına kadar rahatça bekleyebilirim.
- I can easily wait till tomorrow.
Tom'u kolaylıkla tanıyabilirsin çünkü o çok uzun.
- You can easily identify Tom because he is very tall.
O, evini kolaylıkla bulabildi.
- He could find her house easily.
İnsanlar genelde banliyölerde rahatça yaşamaktadır.
- People often live comfortably in the suburbs.
Yeni evimize rahatça yerleştik.
- We are comfortably established in our new home.