Tom nikah yüzüğünü çıkardı.
- Tom took his wedding ring off.
Tom ve Mary'nin nikahına gitmek istemedim.
- I didn't want to go to Tom and Mary's wedding.
Öğretmenimiz ayrıca düğününün diğer insanlarınki ile aynı olmayacağını söyledi;biz nasıl farklı olacağını sorduk fakat o söylemedi.
- Our teacher also said that her wedding wouldn't be the same as other people's; we asked how it would be different, but she didn't say.
Düğün gününde öğretmenimizin evine vardık.
- On the day of the wedding, we arrived at our teacher's house.
Köpek balığı çorbası genellikle Çin'de evlenme törenlerinde ve ziyafetlerde servis edilir.
- Shark fin soup is commonly served at Chinese weddings and banquets.
Evlenme planlarınız nasıl geliyor?
- How are your wedding plans coming?