Küçük kasabada hayat sıkıcıdır.
- Life in a small town is boring.
Kasabada veya kasabanın yakınında bir veya iki büyük fabrika kurulduysa, insanlar iş bulmaya gider, ve yakında bir endüstriyel alan büyümeye başlar.
- After one or two large factories have been built in or near a town, people come to find work, and soon an industrial area begins to develop.
Onun ebeveynleri ana ilçe merkezinde yaşıyor.
- His parents live in the main county town.
Rotes Rathaus Berlin'in belediye binasıdır.
- The Rotes Rathaus is the town hall of Berlin.
Burası belediye binasıdır.
- This is the Town Hall.
Eşim, sanki ben kentin en zengin adamıymışım gibi para harcıyor.
- My wife spends money as if I were the richest man in town.
Kenti tanımak için çevrede dolaştı.
- He walked around to see the town.