Oğlum komik hikayelerin anlatıcısı olmak için çalıştı.
- My son tried to become a teller of funny stories.
Bu elbise komik görünebilir ama onu seviyorum.
- This dress may look funny, but I like it.
Tom bana eğlenceli bir kısa mesaj gönderdi.
- Tom sent me a funny text message.
Tom bunun eğlenceli olduğunu düşünmeyebilir.
- Tom may not think this is funny.
Onlar bana garip baktılar.
- They looked at me funny.
Arabanın motorundan gelen garip bir koku var.
- There's a funny smell coming from the engine of the car.
Ben tuhaf bir gürültü duydum.
- I heard a funny noise.
Bu oda tuhaf kokuyor.
- This room smells funny.