I'm going to subscribe to these chamber-music concerts.
- Ben bu oda müziği konserlerine katılacağım.
Many small business owners belong to a chamber of commerce.
- Birçok küçük işletme sahipleri bir ticaret odasına aittir.
My room is very small.
- Benim odam çok küçük.
The room has two windows.
- Odada 2 tane pencere var.
The old man lived in the three-room apartment.
- Yaşlı adam üç odalı bir apartmanda yaşıyordu.
Tom lived in a one-bedroom apartment.
- Tom tek yatak odalı bir apartmanda yaşadı.
My room has a large closet.
- Odamın büyük bir dolabı var?
Tom cleaned out his bedroom closet.
- Tom yatak odası dolabını temizledi.
My roommate is prodigal when it comes to spending money on movies; he buys them the day they're released, regardless of price.
- Oda arkadaşım, filmlere para harcama söz konusu olduğunda, müsriftir; o fiyatı ne olursa olsun, onları piyasaya çıktığı gün alıyor.
My roommate is too talkative.
- Oda arkadaşım çok gevezedir.
What are you looking for in the darkroom?
- Karanlık odada ne arıyorsun?
Tom rented out his spare room to a student. The student who rented the room was Mary.
- Tom boş odasını bir öğrenciye kiraya verdi. Odayı kiralayan öğrenci Mary idi.
The spare room is ready for guests.
- Boş oda, misafirler için hazırdır.
Tom made some extra money by renting one of his rooms to a college student.
- Tom odalarından birini bir üniversite öğrencisine kiralayarak ekstra para kazandı.
Rooms should be left vacant by eleven a.m. on the day of departure.
- Odalar, ayrılış gününde saat on bire kadar boş bırakılmalıydı.
Baskı odası.
I'd like a single room.
- Tek kişilik bir oda istiyorum.
I'd like to have a single room with a bath for two nights.
- İki gece için banyolu tek kişilik bir oda istiyorum.
I'd like to reserve a single room.
- Tek kişilik oda rezervasyonu yaptırmak istiyorum.
Do you want a single room?
- Tek kişilik oda istiyor musunuz?
We'd like a double room with bath.
- Banyosu olan çift kişilik bir oda istiyoruz.
I'd like a double room.
- Çift kişilik bir oda rica ediyorum.