Yarınki hava güneşli ve nadiren yağışlı olmalı.
- Tomorrow's weather should be sunny with occasional rain.
Onlar bazen buraya gelir.
- They come here occasionally.
Bazen işler planlandığı gibi gitmez.
- Occasionally, things don't go as planned.
Bazen bir kız mıyım diye merak ediyorum.
- I sometimes wonder if I am a girl.
Bazen onlarla buluşuyoruz.
- We sometimes meet them.
Midemde ara sıra olan ağrılar var.
- I have occasional pains in the stomach.
Tom bunu birgün yapmalı.
- Tom should do that sometime.
Bunu birgün yapacağım.
- I'm going to do that sometime.
Ben yakın gelecekte bir ara sana uğrayacağım.
- I'll drop in on you sometime in the near future.
Tom bana ziyaret için bir ara uğramam gerektiğini söyledi.
- Tom told me that I should drop by sometime for a visit.
Japonya'da hala bazen birinin abaküs kullandığını görüyoruz, ancak eskisi kadar sık değil.
- In Japan, we still sometimes see someone use an abacus, but not as often as we used to.
Bazen Tom eski dostlarıyla görüşmeye geliyordu.
- Sometimes Tom came to meet his old friends.
Herkesin işi bir gün ters gidebilir.
- Even the worthy Homer sometimes nods.
Bir gün oraya gitmeliyim.
- I should go there sometime.
Günün birinde seni tekrar görmek isterim.
- I would like to see you again sometime.
Günün birinde buluşmalıyız.
- We should get together sometime.
Gelecek hafta erken bir zamanda bir toplantı planlayalım.
- Let's schedule a meeting sometime early next week.
Yakın bir zamanda Paris'te bizi ziyaret etmeye gel.
- Come and visit us in Paris sometime soon.
... And so some of them, I would find the occasional lab test ...