Men wore hats back then.
- O zamanlar erkekler şapka takardı.
Art was then at its best.
- O zamanlar sanat zirvedeydi.
In those days, sugar was less valuable than salt.
- O zamanlar, şeker tuzdan daha az değerliydi.
Her feet were bare, as was the custom in those days.
- O zamanlar âdet olduğu üzere, yalınayaktı.
I apologized, but even then she wouldn't speak to me.
- Özür diledim fakat o zaman bile benimle konuşmadı.
I cannot believe you did not see him then.
- O zaman onu görmediğine inanmıyorum.
Tom was the only person in the room at the time.
- O zaman, Tom odadaki tek kişiydi.
Mr. Clinton was governor of Arkansas at the time.
- Bay Clinton, o zamanlar Arkansas'ın valisiydi.
I was cleaning my room for that time.
- Ben o zaman odamı temizliyordum.
At that time, the territory belonged to Spain.
- O zamanlarda, bölge İspanya'ya aitti.
Few roads existed in North America at that time.
- O zaman Kuzey Amerika'da birkaç tane yol vardı.
If only you had told me the whole story at that time!
- Keşke o zaman bütün hikayeyi bana anlatsaydın!
By then, however, it was too late.
- Ancak, o zamana kadar, çok geçti.
Tom may be back by then.
- Tom o zamana kadar geri dönebilir.