I apologized, but even then she wouldn't speak to me.
- Özür diledim fakat o zaman bile benimle konuşmadı.
I cannot believe you did not see him then.
- O zaman onu görmediğine inanmıyorum.
Mr. Clinton was governor of Arkansas at the time.
- Bay Clinton, o zamanlar Arkansas'ın valisiydi.
Tom was the only person in the room at the time.
- O zaman, Tom odadaki tek kişiydi.
At that time, the territory belonged to Spain.
- O zamanlarda, bölge İspanya'ya aitti.
By that time I'll have already left.
- O zamana kadar çoktan ayrılmış olacağım.
At that time, the territory belonged to Spain.
- O zamanlarda, bölge İspanya'ya aitti.
Were you reading a book at that time?
- O zaman bir kitap okuyor muydunuz?
Tom may be back by then.
- Tom o zamana kadar geri dönebilir.
I'll be six feet under by then.
- O zamana nalları dikmiş olurum.