His daughter is eager to go with him anywhere.
- Kızı onunla her yere gitmeye hevesli.
His favorite baseball team is the Giants, but he also likes the Lions.
- Onun favori beyzbol takımı Devler'dir, fakat o Aslanlar'ı da seviyor.
I don't know anything about her family.
- Onun ailesi ile ilgili hiçbir şey bilmiyorum.
Her hands were as cold as ice.
- Onun elleri buz kadar soğuktu.
No definition of poetry is adequate unless it be poetry itself.
- Onun kendisi şiir olmadıkça, şiirle ilgili hiçbir tanım yeterli değildir.
The eye of a hurricane is its center.
- Bir kasırganın gözü onun merkezidir.
We compared his work with hers.
- Biz onun işini onunkilerle karşılaştırdık.
She was advised by him not to go there by herself.
- Onun tarafından oraya tek başına gitmemesi tavsiye edildi.