Konuklar bütün çerezi yedi.
- The guests ate all the nuts.
Sincap bütün çerezi yedi.
- The squirrel ate all the nuts.
Tom'un sert kabuklu yemişlere allerjisi vardır.
- Tom is allergic to nuts.
E vitamini bakımından zengin gıdalar koyu yeşil yapraklı sebzeler, fasulye, sert kabuklu yemişler ve tam taneli hububatları içermektedir.
- Foods rich in vitamin E include dark-green, leafy vegetables, beans, nuts and whole-grain cereals.
Senin annen altı dil konuşuyor - Bu çılgınlık.
- Your mom speaks six languages — that's nuts.
Tom'un deli olduğunu sanmıyorum.
- I don't think Tom is nuts.
Delia'nın onlara allerjisi olduğu için bu yemek tarifinden fındıkları çıkarttım.
- I've left out the nuts in this recipe because Delia's allergic to them.
Tom somunları sıkıştırdı.
- Tom tightened the nuts.
Senin annen altı dil konuşuyor - Bu çılgınlık.
- Your mom speaks six languages — that's nuts.
Sanırım çılgın olduğumu düşünüyorsun.
- I suppose you think I'm nuts.
Biz ağaçtan fındıkları salladık.
- We shook nuts from the tree.
Aperatif olarak, meyve ve fındık yer.
- For snacks, she eats fruit or nuts.
O civataya uyacak bir somuna ihtiyacımız var.
- We need a nut that will fit that bolt.
Bu civata bu somuna uyuyor.
- This bolt fits this nut.
Hayatımda hiç böyle bir çetin ceviz görmedim.
- I've never seen such a tough nut.
Ceviz, badem, fındık, fıstık ve çam fıstığı, kuru meyvelerdir.
- Walnuts, almonds, hazelnuts, pistachios and pine nuts are dry fruits.
E vitamini bakımından zengin gıdalar koyu yeşil yapraklı sebzeler, fasulye, sert kabuklu yemişler ve tam taneli hububatları içermektedir.
- Foods rich in vitamin E include dark-green, leafy vegetables, beans, nuts and whole-grain cereals.
Tom'un yer fıstığı hariç sert kabuklu yemişlere alerjisi vardır.
- Tom is allergic to nuts, but not peanuts.
Ceviz, badem, fındık, fıstık ve çam fıstığı, kuru meyvelerdir.
- Walnuts, almonds, hazelnuts, pistachios and pine nuts are dry fruits.
Sincaplar gömdükleri fıstıkların sadece dörtte birini bulurlar.
- Squirrels only find a quarter of the nuts that they bury.
Tom tam bir çatlaktır.
- Tom is a total nutcase.
Tom sincaplara hayran.
- Tom is nuts about squirrels.
Bu bir akıl hastanesi değil, bu bir psikiyatri hastanesi.
- It's not a nuthouse, it's a psychiatric hospital.
Neden Tom'u bir akıl hastanesine koydular?
- Why did they put Tom in a nuthouse?
Delilerden başka kimse bu müziği dinlemez.
- Nobody listens to this music except nuts.
E vitamini bakımından zengin gıdalar koyu yeşil yapraklı sebzeler, fasulye, sert kabuklu yemişler ve tam taneli hububatları içermektedir.
- Foods rich in vitamin E include dark-green, leafy vegetables, beans, nuts and whole-grain cereals.
Bir hindistan cevizi kabuklu bir yemiş değildir.
- A coconut is not a nut.
Tom tam bir kaçıktır.
- Tom is a total nutcase.
Tom kafayı komplo teorileriyle bozmuş biri.
- Tom is a conspiracy nut.
Sanırım çılgın olduğumu düşünüyorsun.
- I suppose you think I'm nuts.
Senin annen altı dil konuşuyor - Bu çılgınlık.
- Your mom speaks six languages — that's nuts.
E vitamini bakımından zengin gıdalar koyu yeşil yapraklı sebzeler, fasulye, sert kabuklu yemişler ve tam taneli hububatları içermektedir.
- Foods rich in vitamin E include dark-green, leafy vegetables, beans, nuts and whole-grain cereals.
Tom'un yer fıstığı hariç sert kabuklu yemişlere alerjisi vardır.
- Tom is allergic to nuts, but not peanuts.
Hayvanlar fındık toplamakla meşguldü.
- The animals were busy collecting nuts.
The referee made a bad call against the home team and the crowd went nuts.
After living on the island alone for five years, he eventually went nuts.
Nuts! They didn't even listen to what I had to say.
Ohhh, he just got kicked in the nuts!.
It's really not so hard, once you know the nuts and bolts of the editing process.
Can we play in the garden? Sure, go nuts..
Yeah, I sometimes go nuts when people try and write on my stuff.
US standard of identity A mixture of: shelled peanuts (optional); at least four types of shelled tree nuts (or at least three, if the container for sale contains less than two ounces and is transparent), each in a proportion of at least two percent; and, optionally, other functional ingredients. No one type of nuts may comprise more than eighty percent of the mixture.
Their soup-to-nuts approach left us with few questions.
You're driving me nuts with that kind of talk!.
... But these people are proverbial health nuts. ...
... is nuts, but I am trying to persuade people to have children that they can take care of ...