Senin yaptığından başka türlü yapardım.
- I would do it in a different way than you did.
Bu farklı bir kelime mi yoksa aynı kelimenin başka bir hâli mi?
- Is this a different word or just another form of the same word?
Tom değişik bir cevap verdi.
- Tom gave a different answer.
İspanyolcada, değişiklikleri ve dönüşümleri göstermek için birçok farklı ifadeler vardır.
- In Spanish, there are many different expressions to indicate changes and transformations.
Bu düşündüğümden farklı.
- This is different from what I thought.
Farklı dillerde bir sürü cümle ekleyebilirim.
- I can add many sentences in different languages.
Senin yaptığından başka türlü yapardım.
- I would do it in a different way than you did.
Çeşitli farklı yollardan onun evine gidebilirsin.
- You can get to her house in a variety of different ways.
Birçok astronom çeşitli farklı teknikler kullanarak Hubble sabitini ölçmek için çok çalışıyor.
- Many astronomers are working hard to measure the Hubble constant using a variety of different techniques.
Öğretmenimiz ayrıca düğününün diğer insanlarınki ile aynı olmayacağını söyledi;biz nasıl farklı olacağını sorduk fakat o söylemedi.
- Our teacher also said that her wedding wouldn't be the same as other people's; we asked how it would be different, but she didn't say.
O diğer çocuklardan her zaman farklıydı.
- He was always different from other children.
Tom ve Mary farklı kapılardan ayrıldı.
- Tom and Mary left through different doors.
Afrika filleri savana ve orman filleri olmak üzere iki farklı türe ayrılır.
- African elephants are divided into two different species: savannah and forest elephants.
... MR. ROMNEY: I have my own plan. It's not the same as Simpson- Bowles. But in my view, the ...
... And that's not the same as a demand. ...