Tanrım, bana iffet ve ölçülülük ver, ancak henüz değil.
- God, please give me chastity and continence, but not yet.
Tatlım, yatağa gel. Hayır, henüz değil. Hala Tatoeba'daki bazı cümleleri çevirmek zorundayım.
- Honey, come to bed. No, not yet. I still have to translate some sentences on Tatoeba.