Hasta olmak çok sıkıcı.
- Being sick is very boring.
Twitter'ı kullanırdım, fakat sonra onu sıkıcı biraz buldum, bu yüzden onu kullanmayı durdurdum.
- I used to use Twitter, but then found it a bit boring, so I stopped using it.
Bu hiç de Tom'un beklediği bir şey değil.
- This is not at all what Tom expected.
Tom can sıkıcıydı, ancak Mary değildi.
- Tom was boring, but Mary wasn't.
Bazen sana uğramamın bir sakıncası var mı? Hayır, hiç.
- Do you mind if I call on you sometime? No, not at all.
Heyecanlanmak kızmakla hiçte aynı değildir.
- Getting excited is not at all the same as getting angry.
''Bana hala kızgın mısın?'' ''Hayır hiç de değil.''
- Are you still mad at me? No, not at all.
Sizi rahatsız ediyor muyum? Hayır, hiç de değil
- Do I annoy you? No, not at all.
Sizce burada sigara içmemin sakıncası var mı? Hayır, hiç değil.
- Do you mind my smoking here? No, not at all.
Yorgun musun? Hayır, hiç değil.
- Are you tired? No, not at all.
Tom can sıkıcıydı, ancak Mary değildi.
- Tom was boring, but Mary wasn't.
O bıktırıcı ve sıkıcıydı.
- It was tedious and boring.
Asla hatalı değilsin.
- You are not at all wrong.
He's not at all friendly towards his ex-wife.