not allowed, banned, prohibited

listen to the pronunciation of not allowed, banned, prohibited
Английский Язык - Турецкий язык

Определение not allowed, banned, prohibited в Английский Язык Турецкий язык словарь

forbidden
yasak

Onun dışarı çıkması yasaklandı. - She is forbidden to go out.

Sigara içmek kesinlikle yasaktır. - Smoking is strictly forbidden.

forbidden
{s} yasaklanmış

Şu andan itibaren ağlamak yasaklanmıştır. - From this moment on it is forbidden to cry.

Onlar yasaklanmış domuzu kurban etti, ve onu yemeyi reddeden herkesi öldürdüler. - They sacrificed forbidden swine, and put to death all who refused to eat.

forbidden
{f} yasakla

Bir şey yasaklandıkça daha popüler olur. - The more things are forbidden, the more popular they become.

Onlar yasaklanmış domuzu kurban etti, ve onu yemeyi reddeden herkesi öldürdüler. - They sacrificed forbidden swine, and put to death all who refused to eat.

forbidden
{f} yasakla: adj.yasak
forbidden
{f} yasakla: adj.yasaklanmış
Английский Язык - Английский Язык
{s} forbidden
not allowed, banned, prohibited
Избранное