Onlar batı ülkeleriyle iletişim kurdular.
- They communicated with the Western countries.
Batı ülkeleri konuyla ilgili tutumundan dolayı Japonya'ya atlıyor.
- Western countries are jumping on Japan for its stance on the issue.
Çok sayıda aile sınırda yeni bir hayat kurmak için batıya gitti.
- Many families went west to make a new life on the frontier.
Batıya yolculuk zordu.
- The trip west was hard.
Didoca, Dağıstan'da yaklaşık 15.000 kişi tarafından konuşulan bir Kuzeydoğu Kafkas dilidir.
- Tsez is a Northeast Caucasian language spoken by about 15,000 people in Dagestan.
Ada Japonya'nın batısında yer alır.
- The island lies to the west of Japan.
Batı Berlin, Sovyet kontrolü olmadan kalacaktı.
- West Berlin would remain free of Soviet control.
Gün batımı batıda parlıyor.
- The sunset glows in the west.
Roger batıda şehirden şehire seyahat etti.
- Roger traveled from town to town in the west.
Batıdaki erkekler genellikle viski içer.
- Generally men in Westerns drink whisky.
Şehir Londra'nın batısında bulunmaktadır.
- The city is found west of London.
Ada Japonya'nın batısında yer alır.
- The island lies to the west of Japan.
O, yolculuğuna batıya doğru başladı.
- He began his trip to the West.
Gemi, batıya doğru seyrediyor.
- The ship is sailing to the west.