Kötü havadan dolayı şehrin görülmeye değer yerlerini görme fikrinden vazgeçtim.
- I gave up the idea of seeing the sights of the city because of the bad weather.
Benim kötü görüşüm var.
- I have poor eyesight.
Benim görüşüm kötüleşiyor.
- My eyesight is getting worse.
O, habere heyecanlanmadığına göre, onu önceden biliyor olmalı.
- Seeing that she was not excited at the news, she must have known it.
Çocuk kelebeği gördüğünde, onu kovalamaya girişti, bitişikteki bayanla sohbet ederken ona sessiz kalmasını söyleyen annesini kızdırdı.
- The boy, upon seeing a butterfly, proceeded to run after it, provoking the anger of his mother, who had ordered him to stay quiet while she gossiped with the lady next door.
O kızı görüyorum.
Ben burada bir desen görüyorum.
- I'm seeing a pattern here.
Hâlâ Tom'u görüyorum.
- I'm still seeing Tom.
O kötü görme duyusuna sahip.
- He has poor eyesight.
O iyi görme duyusuna sahip.
- He has good eyesight.
O görme yeteneğini kaybetti.
- He lost his eyesight.
Tom görme yeteneği eskisi kadar iyi değil.
- Tom's eyesight isn't as good as it used to be.
Ben seni bir gelinlik içinde görmek için sabırsızlanıyorum.
- I'm looking forward to seeing you in a wedding dress.
Seni görmek için can atıyorum.
- I am looking forward to seeing you.