Konuklar gidiş için hazırlandılar ve valizlerini gürültüyle paketlediler.
- The guests prepared for their departure and packed their suitcases noisily.
Tom gürültülü şehirleri sevmiyor.
- Tom dislikes noisy cities.
Onun müziği çok gürültülü.
- His music is too noisy.
Onunla karşılaştırıldığında çok gürültücüydü.
- Compared with him, she is very noisy.
Benim üst kattaki komşularım çok gürültücüdür.
- My upstairs neighbors are very noisy.
O şamatacı ama yoksa çok kibar bir çocuk.
- He is noisy, but otherwise a very nice boy.
They talked noisily and long into the night.