O her ne ise, ben yapmadım.
- Whatever it is, I didn't do it.
Her ne istiyorsanız yiyebilirsiniz.
- You can eat whatever you like.
Hakkında suçlu hissedeceğin herhangi bir şey yok.
- You have nothing whatever to feel guilty about.
Hakkında mahcup olacağın herhangi bir şey yok.
- You have nothing whatever to be embarrassed about.
O, söylediğim her şeye inanır.
- He believes whatever I say.
İhtiyacın olan her kitabı sana ödünç vereceğim.
- I will lend you whatever book you need.
O sarhoşken, homurdanıyor ve kavga ediyor. O ayıkken, eline ne gelirse atıyor ve hiçbir şey söylemiyor.
- When he is drunk, he grumbles and fights. When he is sober, he lies on whatever comes to hand and says nothing.
Ne olursa olsun, hiç kimseye bunun hakkında bir şey anlatmayacağım.
- Whatever happens, I won't tell anybody about it.
Hakkında endişe edeceğin herhangi bir şey yok.
- You have nothing whatever to worry about.
Okumak istediğin herhangi bir kitabı alabilirsin.
- You may have whatever book you want to read.
Hangi tür yardıma ihtiyacı varsa Tom'a ver.
- Give Tom whatever help he needs.
O hangi oyunu oynarsa oynasın her zaman kazanır.
- Whatever game he plays, he always wins.