Böyle harika bir günbatımı hiç görmemiştim.
- I've never seen such a wonderful sunset.
Hayat hiç bitmez fakat dünyadaki hayat biter.
- Life never ends but earthly life does.
O, tatili sırasında bile asla çevrimiçi değil.
- She is never online, even during her vacation.
Hafta sonları asla çalışmam.
- I never work on weekends.
O hiçbir zaman babasının söylediklerini önemsemez.
- He never takes any notice of what his father says.
Tom Mary'yi aramak için uğraşmaya devam etti, ama o hiçbir zaman telefonuna cevap vermedi.
- Tom kept trying to call Mary, but she never answered her phone.
Tom hiç bir zaman tek başına Boston'a gitmene izin vermeyecek.
- Tom is never going to let you go to Boston by yourself.
Ben hiç bir zaman bir kişiye söz vermedim.
- I never promised anybody anything.
Dedem ve büyükannem sütlü kahveyi katiyen sevmezlerdi.
- My grandparents never liked coffee with milk.
Tom said he'd never ever do that again.
- Tom said he'd never ever do that again.
Never ever do it like this again!
- Never ever do it like this again.
... from the crisis back in 2007 and never fully dealt with all the ...
... ALAN RUSBRIDGER: Never? ...