O oldukça ferahlatıcı. - It's quite refreshing.
O oldukça ferahlatıcı.
It's quite refreshing.
O, ferahlatıcı bir yürüyüş yaptı. - He made a refreshing walk.
O, ferahlatıcı bir yürüyüş yaptı.
He made a refreshing walk.
Bu ferahlatıcı bir değişiklik. - This is a refreshing change of pace.
Bu ferahlatıcı bir değişiklik.
This is a refreshing change of pace.