Bu kitabı her okuduğumda yeni bir şey bulurum.
- Jedes Mal, wenn ich dieses Buch lese, entdecke ich etwas Neues.
Bu benim için tamamen yeni bir deneyim.
- Dies ist eine völlig neue Erfahrung für mich.
Bir şiiri başka bir dile çevirmek zordur.
- It is difficult to translate a poem into another language.
Bana başka bir kamera göster.
- Show me another camera.
Buna bir daha bakmanı istiyorum.
- I'd like you to take another look at this.
Tom resme bir daha baktı.
- Tom took another look at the picture.
Otobüsler art arda ayrıldı.
- The buses left one after another.
Öncelikle, beş parasızım, ayrıca, zamanım yok.
- For one thing, I'm penniless; for another, I don't have the time.
Lütfen bana başka bir tane daha gösterir misiniz?
- Would you please show me another one?
Bu gömleği sevmiyorum. Bana başka bir tane göster.
- I don't like this shirt. Show me another.
Sen kendi suçlarını hatırladığında, başka birininkini unutursun.
- When you remember your own crimes, you forget another's.
Başka biri için yer var mı?
- Is there space for another person?
Geçmişi unutmak ve yeniden başlamak zorundasın.
- You need to forget the past and start afresh.
Başkası konuşuyorken sözünü kesme.
- Do not interrupt when another is speaking.
Bunu sevmedim. Bana bir başkasını göster.
- I don't like this. Show me another.
Her ev diğerine bağırma mesafesindedir.
- Each house is within shouting distance of another.
Bir gün geçti. Sonra diğeri.
- One day passed. Then another.