We can see distant objects with a telescope.
- Bir teleskopla uzak nesneleri görebiliriz.
Can you describe the object?
- Nesneyi tarif edebilir misiniz?
I think I'm objective.
- Nesnel olduğumu düşünüyorum.
I try to destroy an object using just my mind.
- Sadece zihnimi kullanarak nesneyi yok etmeye çalışıyorum.
Not all verbs require an object.
- Fiillerin hepsi bir nesneye ihtiyaç duyuyor değildir.
There were various objects in the room.
- Odada çeşitli nesneler vardı.
Lisa is so skillful that she can even make screws and similar small objects for herself.
- Lisa o kadar yeteneklidir ki kendisi için vida ve benzeri küçük nesneleri bile yapabilir.
In English, the usual sentence structure is Subject - Verb - Object/Complement.
- İngilizcede normal cümle yapısı özne - yüklem - nesne /tümleçtir.
The following words are called pronouns and are used as the subject of a sentence. They represent a person or a thing.
- Aşağıdaki sözcüklere adıl denir ve cümlede özne olarak kullanılırlar. Onlar bir kişi veya nesne sunarlar.
Uranus has eleven known rings, which contain dark, boulder-sized particles.
- Uranus'un kara, kaya parçaları şeklinde nesneleri içeren, onbir bilinen halkası vardır.
The first item on Tom's list of things to take with him on his trip is his mobile phone recharger.
- Tom'un yolculuğu sırasında yanına alacağı şeylerin listesinde ilk nesne cep telefonu şarjıydı.
I'm not good at classifying things.
- Ben nesneleri sınıflandırmada iyi değilim.