Do you know where your dad went?
- Babanın nereye gittiğini biliyor musun?
Where do you think all the money goes?
- Bütün paranın nereye gittiğini sanıyorsun?
His reputation goes with him wherever he goes.
- O nereye giderse ünü onunla birlikte gider.
Wherever you go, you see a lot of bicycles left on sidewalks near stations.
- Nereye giderseniz gidin, istasyonların yanında kaldırımlar üstünde bırakılmış çok sayıda bisiklet görürsünüz.
What place do you want to go to?
- Nereye gitmek istersin?
How far are you willing to take this?
- Bunu nereye kadar götürmeye isteklisin?
How far do I have to go?
- Nereye kadar gitmek zorundayız?
Do you know where your dad went?
- Babanın nereye gittiğini biliyor musun?
Where is the railroad station?
- Demiryolu istasyonu nerede?
What part of Australia do you come from?
- Avusturalya'nın neresindensin?
What part of Boston does Tom live in?
- Tom Boston'un neresinde oturuyor?
The dog follows me wherever I go.
- Her nereye gitsem köpek beni izler.
The dog followed him wherever he went.
- O her nereye gitse, köpek onu izledi.