Hello Mimi! How are you?
- Merhaba Mimi! Nasılsın?
How can you contribute to our organisation?
- Örgütümüze nasıl katkıda bulunabilirsiniz?
What did the experimental set-up look like? What was connected to what and how?
- Deneysel kurulum neye benziyordu? Ne neye ve nasıl bağlıydı?
Do you remember what she was like?
- Onun nasıl biri olduğunu hatırlıyor musun?
Pardon me, how do I get to Downing Street from here?
- Afedersiniz ,Downing sokağına burdan nasıl ulaşırım?
However that may be, I am wrong.
- Nasıl olursa olsun, ben hatalıyım.
However we go, we must get there by seven.
- Nasıl gidersek gidelim, yediye kadar oraya varmalıyız.
Do you know how to drive a car?
- Nasıl araba süreceğini biliyor musun?
He knows how to make a radio.
- Nasıl bir radyo yapılacağını bilir.
Anyhow it will be a good idea to hurry up.
- Nasıl olsa acele etmek iyi bir fikir olacak.
How is it going with Tom?
- Tom'la nasıl gidiyor?
How is it going with her?
- Onunla hayat nasıl gidiyor?
How is it going with Tom?
- Tom'la nasıl gidiyor?
How is it going with her?
- Onunla hayat nasıl gidiyor?
I wasn't very hungry anyway.
- Nasıl olsa çok aç değildim.
Wouldn't you like to learn a foreign language? — Who cares? These days, everyone speaks English anyway!
- “Yabancı bir dil öğrenmek istemez misin?” — “Boş versene. Bugünlerde nasıl olsa herkes İngilizce konuşuyor!”
However that may be, I am wrong.
- Nasıl olursa olsun, ben hatalıyım.
You can go or stay, as you wish.
- Gidebilirsin ya da kalabilirsin, nasıl isterseniz.
What I most noticed about my Japanese high school, however, was the great respect shown by students toward their teachers.
- Her nasılsa, Japon lisem hakkında en fazla fark ettiğim şey öğrenciler tarafından öğretmenlerine gösterilen büyük saygıydı.
We were chatting away and we just lost track of time.