Good evening, how are you?
- İyi akşamlar, nasılsın?
Could you explain how the dishwasher works?
- Bulaşık makinasının nasıl çalıştığını anlatabilir misin?
Do you remember what she was like?
- Onun nasıl biri olduğunu hatırlıyor musun?
I like to take things apart to see what makes them tick.
- Nasıl çalıştığını anlamak için ayrı şeyler almayı isterim.
Pardon me, how do I get to Downing Street from here?
- Afedersiniz ,Downing sokağına burdan nasıl ulaşırım?
However we go, we must get there by seven.
- Nasıl gidersek gidelim, yediye kadar oraya varmalıyız.
What I most noticed about my Japanese high school, however, was the great respect shown by students toward their teachers.
- Her nasılsa, Japon lisem hakkında en fazla fark ettiğim şey öğrenciler tarafından öğretmenlerine gösterilen büyük saygıydı.
Do you know how to drive a car?
- Nasıl araba süreceğini biliyor musun?
Few students know how to read Latin.
- Latince'nin nasıl okunacağını çok az öğrenci bilir.
Anyhow it will be a good idea to hurry up.
- Nasıl olsa acele etmek iyi bir fikir olacak.
How is it going with Tom?
- Tom'la nasıl gidiyor?
How is it going with her?
- Onunla hayat nasıl gidiyor?
How is it going with her?
- Onunla hayat nasıl gidiyor?
How is it going with Tom?
- Tom'la nasıl gidiyor?
Anyway, I don't like it.
- Nasıl olsa, ondan hoşlanmıyorum.
I would've done that anyway.
- Nasıl olsa onu yapardım.
However that may be, I am wrong.
- Nasıl olursa olsun, ben hatalıyım.
You can go or stay, as you wish.
- Gidebilirsin ya da kalabilirsin, nasıl isterseniz.
What I most noticed about my Japanese high school, however, was the great respect shown by students toward their teachers.
- Her nasılsa, Japon lisem hakkında en fazla fark ettiğim şey öğrenciler tarafından öğretmenlerine gösterilen büyük saygıydı.
We were chatting away and we just lost track of time.