He was a weak and delicate child.
- Cılız ve narin bir çocuktu.
Happiness is a delicate flower.
- Mutluluk narin bir çiçektir.
Young girls' desire for slim figures is strong.
- Genç kızların narin şekiller için arzusu güçlüdür.
These cardboard boxes are fragile.
- Bu karton kutular narindir.
Flowers are so fragile and so beautiful, that you can't speak about them without poetry or metaphors.
- Çiçekler o kadar narin ve güzeldir ki şiirler ve metaforlar olmadan onlar hakkında konuşamazsın.
The elderly woman was frail but feisty.
- Yaşlı kadın narin ama alıngandı.