Dikkatsiz olduğu için, o, bir sınavı asla geçemedi.
- Careless as she was, she could never pass an examination.
Dikkatsiz davranışının hesabını vermelisin.
- You must answer for your careless conduct.
O özensiz ve dikkatsiz.
- She's sloppy and careless.
Onun açtığı davalar çok ilgisiz ve o savunmasız bırakıldı.
- The actions she took were too careless, and she was left defenseless.
Kapıyı kitlemeyi unutmak benim ihmalkarlığımdı.
- It was careless of me to forget to lock the door.
Böyle önemli bir şeyi unutacak kadar ne kadar ihmalkarsın!
- How careless you are to forget such an important thing!
Genç kız kaygısızca kahkaha attı.
- The young girl laughed carelessly.
Dikkatsizce sürdü ve bir kaza geçirdi.
- He drove carelessly and had an accident.
Kamerayı dikkatsizce otobüste unuttu.
- He carelessly forgot the camera on the bus.