Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

nachhaltig

listen to the pronunciation of nachhaltig
Немецкий Язык - Турецкий язык
sürekli
{'na: hhaltih} sürekli; etkisini uzun zaman sürdüren
etkili, kalıcı, etkisi süren
Английский Язык - Турецкий язык

Определение nachhaltig в Английский Язык Турецкий язык словарь

deeply
içten

Tavsiyen ve nezaketin için içten minnettarım. - I deeply appreciate your advice and kindness.

Birbirinizi içten seviyor musunuz? - Do you love each other deeply?

for a long time
hanidir
for a long time
uzun süreden beri
for a long time
uzun bir zaman
for a long time
çok uzun zamandır
deeply
derinden

Tom Mary'ye derinden âşık. - Tom is deeply in love with Mary.

Konuşması dinleyicileri derinden etkiledi. - His speech deeply affected the audience.

for a long time
uzun zamandan beri
lasting
tükenmeyen
lasting
Sürekli devam eden
deeply
derin derin

Sadece bizim aramıza, o çok derin derin düşünmez. - Just between us, he doesn't think very deeply.

Tom Mary'nin gözlerine derin derin baktı. - Tom gazed deeply into Mary's eyes.

deeply
çok

Tom bu haberden çok rahatsız oldu. - Tom was deeply disturbed by this news.

Ondan çok etkilendim. - I was deeply moved by that.

deeply
[adv] derinlere doğru
deeply
son derece

Tom son derece borçlu olduğunu kimsenin bilmesini istemiyordu. - Tom didn't want anyone to know that he was deeply in debt.

O, bu kayba son derece üzüldü. - He deeply regretted this loss.

for a long time
uzun zamandır

Uzun zamandır istediğim fotoğraf makinesi budur. - This is the very camera I've wanted for a long time.

Bu kelime uzun zamandır not defterimde. - This word has been in my notebook for a long time.

for a long time
epeydir

Bunu epeydir yapmak istiyordum. - I've been wanting to do that for a long time.

for a long time
çoktan

Bunu çoktandır yapmak istiyorum. - I've been wanting to do that for a long time.