Norveççe, İsveççe ve Danimarkaca karşılıklı olarak yüksek derecede anlaşılabilirdir.
- Norwegian, Swedish and Danish are mutually intelligible to a high degree.
Evlilik karşılıklı olarak ve son derece eğitici olmalı.
- Marriage should be mutually and infinitely educational.
Bence bu karşılıklı olark yararlı.
- I think it's mutually beneficial.
Evlilik karşılıklı olarak ve son derece eğitici olmalı.
- Marriage should be mutually and infinitely educational.
"- Nice to meet you! - Mutually.".
İki insan birbirlerini mükemmel şekilde anlıyorlardı, ve birbirlerinin güçlü niteliklerine karşılıklı saygıları vardı.
- The two men understood one another perfectly, and had a mutual respect for each other's strong qualities.
Dostluk karşılıklı anlayışla oluşur.
- Friendship consists of mutual understanding.
Tom ve Mike ortak arkadaşları sayesinde arkadaş oldular.
- Tom and Mike became acquainted through their mutual friends.
Boşanmalar, boşanan çiftlerin ortak arkadaşlarını zor durumda bırakabilir, özellikle de ayrılık sert ve tantanalı olmuşsa.
- Divorce can put mutual friends of the divorcing couple in a difficult position, particularly if it's an acrimonious split.
Müşterek bir sorunu tartışmak için seni buraya çağırdım.
- I've asked you here to discuss a mutual problem.
Aşk ve arkadaşlık birbirini dışlar.
- Love and friendship are mutually exclusive.
Karşılıklı çıkarlar bulursanız, birbirinizle anlaşırsınız.
- Find mutual interests, and you will get along with each other.
The adventure was mutually beneficial.
The contract was mutually binding.
Another important point is that Homer recognises that the speech of Trojans and Greeks was mutually intelligible.
... that haven't previously been available and so forth, so it was a mutually agreed- upon ...