Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

muhteva

listen to the pronunciation of muhteva
Турецкий язык - Английский Язык
content
contents, content
all that is contained within something
contents
contents içerik
ingredient
Турецкий язык - Турецкий язык
(Osmanlı Dönemi) Bir şeyin içindekiler. Kaplanan, içine alınan. İçindeki şey
(Hukuk) İçerik

Doğa, her sayfasında önemli içerik sunan tek kitaptır. - Tabiat, her sayfasında mühim muhteva sunan yegâne kitaptır.

Bir şeyin içindeki, içteki, içerik
Bir şeyin içindeki, içteki, içerik: "Nesir olarak Naima Tarihi'ni hem muhteva, hem ifade bakımından beğenirim."- B. Felek
(Osmanlı Dönemi) bir şeyin içindekiler

Doğa, her sayfasında önemli içerik sunan tek kitaptır. - Tabiat, her sayfasında mühim muhteva sunan yegâne kitaptır.

Portakalların yüksek vitamin içeriği vardır. - Portakallar yüksek vitamin muhtevasına sahiptir.

kapsam