He was sent abroad as a correspondent.
- Bir muhabir olarak yurt dışına gönderildi.
I am a poor correspondent.
- Ben kötü bir muhabirim.
Reporter: Did you buy her a kitten?
- Muhabir: Ona bir kedi yavrusu aldınız mı?
You are doing well for a cub reporter.
- Acemi bir muhabir olarak görevini iyi yapıyorsun.