Tom'un dalgalı kahverengi saçı var.
- Tom has wavy brown hair.
O, elini dalgalı kahverengi saçının içinden geçiriyor.
- He's running his hand through his wavy, brown hair.
Bu caddede aşağı yukarı yürüyerek saatler harcadım.
- I spent hours walking up and down on this street.
Onlar tuşları aşağı yukarı hareket ettirdiler.
- They moved up and down the keys.
Onlar yukarı aşağı zıpladı.
- They bounced up and down.
O, başını yukarı aşağı salladı.
- He shook his head up and down.