Bu şarkı o kadar acıklı ki gözlerimi yaşarttı.
- This song is so moving that it brings tears to my eyes.
Tom John ile gelecek hafta taşınıyor.
- Tom is moving in with John next week.
Tom bu ayın sonunda kasabanın dışına taşınıyor.
- Tom is moving out of town at the end of this month.
Şebeke gösterinizi başka bir zaman aralığına taşıyor.
- The network is moving your show to another time slot.
Sadece birkaç şeyi yeni evimize taşıyoruz.
- We're just moving a few things to our new home.
Ayaklarımızı sıcak tutmak için ayaklarımızı yer değiştirmek ve hareket ettirmeye devam etmek zorunda kaldık.
- In order to keep our feet warm we had to shift from one foot to another and keep moving.
Balık kuyruğunu hareket ettirerek yüzer.
- The fish swims by moving its tail.
Ayaklarımızı sıcak tutmak için ayaklarımızı yer değiştirmek ve hareket ettirmeye devam etmek zorunda kaldık.
- In order to keep our feet warm we had to shift from one foot to another and keep moving.
Bu anlatı ilginç, eğlenceli ve hatta dokunaklı.
- This story is interesting, funny and even moving.
Biz küçükken babam bize dokunaklı hikayeler okurdu.
- When we were small, father used to read us moving stories.
Hareket eden bir trenden atlamak tehlikelidir.
- It's dangerous to jump off a moving train.
Uzakta hareket eden bir şey vardı.
- There was something moving in the distance.
It was concluded even now, that to make a moveable to move; the movent vertue must be increased in proportion to the velocity wherewith it is to move.
I define force to be the Impetus or Quickness of Motion multiplyed either into it self, or into the Magnitude of the Movent, by means wherof the said Movent works more or less upon the Body that resists it.