more than; as, above five hundred were present

listen to the pronunciation of more than; as, above five hundred were present
Английский Язык - Турецкий язык

Определение more than; as, above five hundred were present в Английский Язык Турецкий язык словарь

above
yukarıda

İnsanlar kendi aralarında mücadele ederken melekler yukarıdan izlerler. - Angels watch from above as men fight amongst themselves.

Onlar yukarıdaki katta yaşıyor. - They live on the floor above.

above
{s} yukarıdaki

Önemli! Yukarıdaki cümleye çeviri eklemek üzeresiniz. - Important! You are about to add a translation to the sentence above.

Onlar yukarıdaki katta yaşıyor. - They live on the floor above.

above
-e hakim olan
above
önceden anılan
above
tepede
above
-den çok
above
-den üstün
above
anılan
above
altındaki

Bir buzdağının su altındaki parçası su üstündeki parçasından çok daha büyüktür. - The part of an iceberg under the water is much larger than that above the water.

above
üstteki
above
cennette
above
fazla

Beş rubleden fazla ödeme yapmayınız. - Don't go above five rubles.

Bir asırdan fazla bir süre önce, Rusya'daki Tunguska Nehri vadisinin üzerindeki gökyüzünde bir kuyrukluyıldız veya bir göktaşı patladı. Patlamada yüzlerce mildeki milyonlarca ağaç yıkıldı. - More than a century ago, a comet or a meteor exploded in the sky above the Tunguska River valley in Russia. The explosion knocked down millions of trees over hundreds of miles.

above
daha çok

O, onura her şeyden daha çok değer verir. - He values honor above anything else.

above
yukarı

Yukarıda bahsedilen posta öğesi usulüne uygun şekilde teslim edilmiştir. - The above-mentioned mail item has been duly delivered.

İnsanlar kendi aralarında mücadele ederken melekler yukarıdan izlerler. - Angels watch from above as men fight amongst themselves.

above
önce

Onlar, her şeyden önce, barış içinde yaşamak istiyor. - They want, above all things, to live in peace.

Her şeyden önce, birbirinize yardım etmelisiniz. - Above all, you must help each other.

above
üzerindeki

Ben, 300 doların üzerindeki bir kamerayı maddi olarak karşılayamam. - I cannot afford a camera above 300 dollars.

Patron, yazıhanenin üzerindeki balkonda işçileri gözleyerek gezindi. - The boss strolled around the balcony above the office, observing the workers.

above
the yukarıki, yukarıdaki, (sayfanın) yukarısında bulunan; daha önceki (bölüm/paragraf/satır/sayfa): The above picture depicts the city
above
yukarıda olan
above
(isim) yukarıda olan şey
above
gökteki
Английский Язык - Английский Язык
above
more than; as, above five hundred were present

    Расстановка переносов

    more than; as, a·bove five hun·dred were pres·ent

    Произношение

Избранное