He is in high spirits today.
- Bugün onun morali yüksek.
He was in low spirits for months after his girlfriend left him.
- Kız arkadaşı terk ettikten sonra aylarca morali bozuk gezdi.
The morale of those men was excellent.
- Bu insanların morali mükemmeldi.
The Morales are in the living room.
- Morales oturma odasında.
a moral certainty.
moral judgments, a moral poem.
a moral victory, moral support.
a moral obligation.
O yapacak ahlaki bir şeydi.
- It was the moral thing to do.
Tom'un ahlaki değerleri yok.
- Tom has no moral values.
Ben sana manevi destek vereceğim.
- I'll give you moral support.
Tom manevi destek kullanabildi.
- Tom could use the moral support.
Ahlaki değerler toplumda önemlidir.
- Moral values are important in society.
Et yemek ahlaki olarak yanlış mıdır?
- Is it morally wrong to eat meat?
Tom'un ahlaki değerleri yok.
- Tom has no moral values.
O hiçbir ahlaki değere sahip değil.
- He has no moral values.
Bu hikayeden alınacak ders nedir?
- What's the moral of this story?
Bu hikayeden alınacak dersi anladın mı?
- Did you understand the moral of this story?
İyi bir kişi erdemli bir kişidir.
- A good person is a moral person.
Hikayeden alınacak ders nedir?
- What's the moral of the story?
Bu hikayeden alınacak ders nedir?
- What's the moral of this story?
Et yemek ahlaki olarak yanlış mıdır?
- Is it morally wrong to eat meat?
Merhamet tüm ahlakın temelini oluşturmaktadır.
- Compassion is the basis of all morality.
Ahlak anlayışının seni doğru olanı yapmaktan alıkoymasına asla izin verme.
- Never let your sense of morals prevent you from doing what is right.
Ahlaki evrenin yayı uzun, ancak adalete doğru eğilir.
- The arc of the moral universe is long, but it bends toward justice.
O dürüst bir hayat yaşadı.
- He lived a moral life.