Tıpkı annesine benziyor.
- He looks just like his mother.
O her hafta annesine yazmaktan geri kalmaz.
- He never fails to write to his mother every week.
İngilizce benim anadilim.
- English is my mother tongue.
Merhametsiz adalet zulümdür, adaletsiz merhamet yok olmanın anasıdır.
- Justice without mercy is cruelty; mercy without justice is the mother of dissolution.
Sevgili anneciğim, neden çok üzgünsün?
- Dear mother, why art thou so sad?
Yüzmeye gidebilir miyim, anne?
- Mama, is it okay if I go swimming?
Hâlâ anneme ana diyorum.
- I still call my mother Mama.
Hâlâ anneme ana diyorum.
- I still call my mother Mama.
Onun oğlu bir ana kuzusu. O her zaman onunla olmak zorunda.
- Her son is a mama's boy. He has to be with her all the time.
Woah, that chick in the bikini is a real momma!.
I need to talk to momma, before I buy the car.
My momma's so great, she bakes me cookies every week.
In Japan, radioactive cesium was detected in baby formula.
- Japonya'da bebek mamasında radyoaktif sezyum saptandı.
My vet won't feed his dog commercial dog food.
- Benim veteriner köpeğini ticari köpek maması ile beslemeyecek.
What brand of dog food do you feed your dog?
- Köpeğini hangi marka köpek maması ile besliyorsun?
He usually fed his dog cheap dog food.
- O genellikle köpeğini ucuz köpek maması ile besler.
How do I get my dog to eat dog food?
- Köpek mamasını köpeğime nasıl yediririm?