The classic mola is pure applique and is distinguished by alternating bands of color.
Let's have a tea break somewhere around there.
- Oralarda bir yerde bir çay molası verelim.
I've done half the work, and now I can take a break.
- İşin yarısını yaptım ve şimdi bir mola verebilirim.
We had a stopover in Chicago.
- Şikago'da bir molamız vardı.
I stopped off at Osaka on my way to Tokyo.
- Tokyo'ya giderken Osaka'da mola verdim.
We had a layover in Boston.
- Boston'da bir molamız vardı.
Are you sure you don't want to take a break?
- Mola vermek istemediğinden emin misin?
Do you want to take a break?
- Bir mola vermek ister misin?
We were just about to take a break.
- Sadece mola vermek üzereydik.
Do you want to take a break?
- Bir mola vermek ister misin?
Let's take a breather.
- Hadi bir mola verelim.
Let's have some coffee during recess.
- Mola sırasında biraz kahve içelim.
We have an hour's recess for lunch from twelve to one.
- Bizim on ikiden bire kadar öğle yemeği için bir saatlik bir molamız var.
I went to the restroom during the intermission.
- Molada tuvalete gittim.
During the intermission I got up to stretch my legs.
- Molada bacaklarımı germek için kalktım.
We had a stopover in Boston.
- Boston'da bir molamız vardı.
We had a stopover in Chicago.
- Şikago'da bir molamız vardı.