Belki bu dünya başka bir gezegenin cehennemi.
- Maybe this world is another planet's Hell.
Geriye dönüp bakıldığında, belki de o fotoğrafı benim bloğa koymamalıydım.
- In retrospect, maybe I shouldn't have posted that photo in my blog.
Yarın belki yağmur yağacak.
- It will rain perhaps tomorrow.
Belki öğleden sonra yağmur yağacak.
- Perhaps it will rain in the afternoon.
Sanıyorum, belki de Tom ve ben arkadaş olabiliriz.
- I think that maybe Tom and I could be friends.
Belki bana yardımcı olabilirsin.
- Maybe you can help me.
Tom muhtemelen uyuyor.
- Perhaps Tom is sleeping.
Ona kim söyledi? Sen değil, muhtemelen?
- Who told him? Not you, perhaps?
Bir ihtimal bunu benim için çevirir misin?
- Could you perhaps translate that for me?