O, hatalarını kolayca kabul edecek bir adam değildir.
- He is not a man to admit his mistakes easily.
O, soğuk algınlığına kolayca yakalanır.
- She catches colds easily.
Yarına kadar rahatça bekleyebilirim.
- I can easily wait till tomorrow.
Bu cihaz deniz suyunu kolaylıkla içme suyuna çevirmeyi mümkün kıldı.
- This device made it possible to turn sea-water into fresh water easily.
Onlar kolaylıkla parçalamadı.
- They did not break apart easily.
Yeni evimize rahatça yerleştik.
- We are comfortably established in our new home.
Rahatça oturuyor musun?
- Are you sitting comfortably?
She finished the job with ease.
- Sie hat den Job mit Leichtigkeit erledigt.
She solved the problem with ease.
- Sie löste das Problem mit Leichtigkeit.