Biraz anlamak yanlış anlamaktan daha iyidir.
- Better to understand a little than to misunderstand.
Bir yanlış anlama var gibi görünüyor.
- There seems to be a misunderstanding.
Bir yanlış anlama var gibi görünüyor.
- There appears to be a misunderstanding.
Sen yanlış anlaşılansın.
- You're misunderstood.
İstatistikler kolayca yanlış yorumlanabilir.
- Statistics are easy to misinterpret.
Sen yazdıklarımı yanlış yorumladın.
- You misinterpreted what I wrote.
Sessizlik yanlış anlaşılabilir, ama asla yanlış aktarılamaz.
- Silence can be misinterpreted, but never misquoted.
Yaptıklarımı yanlış anladın.
- You misinterpreted my actions.
Yanlış anlaşılabilen herhangi bir şey olacaktır.
- Anything that can be misunderstood will be.
Tom Fransızcayı o kadar kötü konuşuyor ki çoğunlukla yanlış anlaşılıyor.
- Tom speaks French so badly that he is often misunderstood.