O başlık son derece yanıltıcıydı.
- That headline was extremely misleading.
O kitap hayli yanıltıcıdır.
- That book is highly misleading.
Seni yanlış yönlendirmek istemiyorum.
- I don't want to mislead you.
Kimseyi yanlış yönlendirmek istemedim.
- I didn't want to mislead anyone.
Seni yanlış yönlendirmek istemiyorum.
- I don't want to mislead you.
Kimseyi yanlış yönlendirmek istemedim.
- I didn't want to mislead anyone.
The preacher elaborated Satan's ways to mislead us into sin.
... Whether there was some misleading, or instead whether we just didn't know what happened, ...