Başbakan ve kabine arkadaşları istifa ettiler.
- The premier and his cabinet colleagues resigned.
İstifası kabinede boşluk bıraktı.
- His resignation left a vacancy in the cabinet.
Mary en iyi yemek takımlarını o dolapta tutar.
- Mary keeps her best dishes in that cabinet.
Tom dolaptan bir fincan çıkardı.
- Tom took a cup out of the cabinet.
My milkshake brings all the boys to the yard.