Bu beni çileden çıkarıyor.
- Das macht mich verrückt.
O beni neredeyse her gün ziyaret ediyor.
- Er besucht mich fast jeden Tag.
Kendimi kötü hissediyorum.
- Ich fühle mich schlecht.
Şimdi kendimi kötü hissediyorum.
- Jetzt fühle ich mich schlecht.
Onu duyduğuma memnun oldum.
- Es freut mich sehr, das zu hören.
Kendimi kendi tanrım olarak görüyorum.
- I perceive myself as my own god.
Kendimi tanıtabilir miyim?
- May I introduce myself, my name is Lucas.
Bunu bizzat halletmeliyim.
- I have to deal with this myself.
Ben bizzat o sorunla karşı karşıyayım.
- I'm facing that problem, myself.
Kendime en çok ihtiyacım olduğunda neredeydim?
- Where was I when I needed myself most?
Kendi kendime Bu iyi bir fikir. dedim.
- I said to myself, That's a good idea.
Ben şahsen oyuna katılmak istiyorum.
- For myself, I would like to take part in the game.
Ben onun hikayesine inanamıyorum.
- I can't bring myself to trust his story.
Kendimi kendi tanrım olarak görüyorum.
- I perceive myself as my own god.
Kendimi tanıtabilir miyim?
- May I introduce myself?
But, soft! Methinks I scent the morning air; brief let me be.
- Doch still, mich dünkt, ich wittre Morgenluft: kurz lass mich sein.