What is she so curious about?
- O, ne hakkında çok meraklı?
Never again would she be curious about the city.
- O asla şehir hakkında tekrar meraklı olmazdı.
My daughter is a communicative and inquisitive girl.
- Kızım iletişim kuran ve meraklı bir kızdır.
Tom looks inquisitive.
- Tom meraklı görünüyor.
Tom has some nosy neighbors.
- Tom'un bazı meraklı komşuları var.
I didn't mean to be nosy.
- Ben meraklı olmak istemedim.
I'm always interested in reading his column.
- Her zaman onun makalesini okumaya meraklıyım.
Piotr is interested in soccer.
- Piotr futbola meraklıdır.
He is not very keen on coming tomorrow.
- Yarın gelmeye çok meraklı değil.
Tom says I'm too nosey.
- Tom fazla meraklı olduğumu söylüyor.
She looked quizzically at him.
- O meraklı meraklı ona baktı.
He is not very keen on coming tomorrow.
- Yarın gelmeye çok meraklı değil.
Magdalena is interested in geography.
- Magdalena coğrafyaya meraklıdır.
Ania is interested in computers.
- Ania bilgisayarlara meraklıdır.
Tom calls himself a hobbyist.
- Tom kendine meraklı diyor.
Tom is a model railroad hobbyist.
- Tom model demiryolu meraklısı.
My sister is fond of music.
- Kız kardeşim müziğe meraklıdır.
I am fond of the cinema.
- Ben sinema meraklısıyım.
Her story excited curiosity in the children.
- Onun hikayesi çocuklarda merak uyandırdı.
His story excited everyone's curiosity.
- Onun hikayesi herkesin merakını uyandırdı.
Don't worry. It's OK.
- Merak etmeyin. Tamam.
Don't worry. This won't happen again.
- Merak etme. Bu bir daha olmayacak.
My interest is in the future because I'm going to spend the rest of my life there.
- Merakım gelecekte çünkü hayatımın geri kalanını orada geçireceğim.
Tom wondered why many people in America think that baseball is more interesting to watch than soccer.
- Tom Amerika'daki birçok insanın niçin beyzbolun futboldan daha ilginç olduğunu düşündüklerini merak etti.
Your friends are really concerned about your health.
- Arkadaşların senin sağlığını gerçekten merak ediyorlar.
I wonder who that girl is.
- O kızın kim olduğunu merak ediyorum.
I sometimes wonder if I am a girl.
- Bazen bir kız mıyım diye merak ediyorum.
He has a great fancy for travelling.
- Onun seyahat için büyük bir merakı var.
I am fond of Australian food.
- Avusturalya yemeklerine çok meraklıyımdır.
I am fond of the cinema.
- Ben sinema meraklısıyım.
I have no special talents. I am only passionately curious.
- Ben özel yetenekleri yok. Ben sadece tutkuyla meraklıyım.
This popcorn tastes stale. I wonder when it was popped.
- Bu patlamış mısırların tadı bayat. Ne zaman yapıldıklarını merak ediyorum.
I wonder what it tastes like.
- Tadının nasıl olduğunu merak ediyorum.
Fadil became interested in Islam.
- Fadıl, İslam'a merak sardı.
I am curious about Japanese culture.
- Japon kültürünü merak ediyorum.
Tom is a model railroad hobbyist.
- Tom model demiryolu meraklısı.
Tom calls himself a hobbyist.
- Tom kendine meraklı diyor.
I wonder if Tom and I can take care of ourselves.
- Tom ve benim kendimize bakabilip bakamayacağımızı merak ediyorum.
Don't worry. I'll take care of that.
- Merak etmeyin. Onunla ilgileneceğim.