Don't worry. You can confide in me.
- Merak etme. Bana güvenebilirsin.
Don't worry. They will be supervised.
- Sen merak etme. Başlarında nezaretçi bulunacak.
Tom can't help wondering whether he would have been better off if he had gone to college.
- Tom üniversiteye gitseydi daha varlıklı olup olmayacağını merak etmekten kendini alamıyor.
I still can't help wondering what happened to Tom.
- Hala Tom'a ne olduğunu merak etmekten kendimi alamıyorum.
I can't help but wonder where Tom is.
- Tom'un nerede olduğunu merak etmekten başka yapabileceğim bir şey yok.
Tom can't help wondering why Mary changed her mind.
- Tom, Mary'nin fikrini niçin değiştirdiğini merak etmekten kendini alamıyor.
Could it be...? Dima wondered. Did I finally get the right Al-Sayib?
- Olabilir miydi...? Dima merak etti. Sonunda doğru Al-Sayib aldım mı?
She wondered where Sam was and what he was doing.
- Sam'in nerede olduğunu ve ne yaptığını merak etti.
I know you're probably wondering why I'm here.
- Neden burada olduğumu muhtemelen merak ettiğini biliyorum.
I still can't help wondering why.
- Sebebini merak etmemek hâlâ elimde değil.
That's something people wonder about.
- Bu, insanların hakkında merak ettiği bir şey.