Her rengin bir manası var.
- Every colour has a meaning.
Oxford İngilizce sözlüğüne göre 'set' kelimesinin 430 farklı anlamı ya da manası var.
- According to the Oxford English Dictionary, the word 'set' has 430 different meanings or senses.
Onun sözleri tamamen anlamsızdı.
- Her words were wholly void of meaning.
YouTube videoları çok anlamsız.
- YouTube videos are very meaningless.
Bir kelimenin anlamından emin değilsen, sözlüğe bak.
- If you are not sure about the meaning of the word, look it up in your dictionary.
Bir terimin birleşik anlamından dolayı, bir niteleyicinin kullanımı benzemeyen örnekleri engeller.
- An application of a qualifier precludes non-partaking instances from the compound meaning of a term.
Orijinalde su kuyusu anlamına gelen hutong sözcüğü, Moğol dilinden yaklaşık 700 yıl önce gelmiştir.
- The term hutong, originally meaning water well, came from the Mongolian language about 700 years ago.
Fransızcada kuş anlamına gelen oiseau kelimesi, beş farklı sesli harf içeren en kısa kelimedir.
- The French word 'oiseau', meaning 'bird', is the shortest one to contain five different vowels.
Tonlama çok önemlidir. Anlamı tamamen değiştirebilir.
- Intonation is very important. It can completely change the meaning.
Herkes dinledi ve çok mutluydu, düğünün özgün ve anlamlı olduğunu düşündüler.
- Everyone listened and was very happy, thinking this wedding was both original and meaningful.
O, kadınları anlamlı bir meşgale olmaktan daha ziyade tek kullanımlık zevk olarak görüyor.
- He regards women as disposable pleasures rather than as meaningful pursuits.
Orijinalde su kuyusu anlamına gelen hutong sözcüğü, Moğol dilinden yaklaşık 700 yıl önce gelmiştir.
- The term hutong, originally meaning water well, came from the Mongolian language about 700 years ago.
Fransızcada kuş anlamına gelen oiseau kelimesi, beş farklı sesli harf içeren en kısa kelimedir.
- The French word 'oiseau', meaning 'bird', is the shortest one to contain five different vowels.
Benim varlığım değersiz ve anlamsız.
- My existence is worthless and meaningless.
Seninle her şey hoş, sensiz her şey boş.
- Anything is blissful with you. Nothing is meaningful without you.
O sızıntıyı gidermeyi amaçlıyorum.
- I've been meaning to fix that leak.
A B ye eşittir Eğer ve sadece B gerçekse A doğrudur. ile aynı anlamı vardır.
- A is equivalent to B has the same meaning as A is true if and only if B is true.
Bölümün sonunda onun anlamını tahmin etmiş olacaksınız.
- You will have guessed its meaning by the end of the chapter.
Tom bedeninde ortalama bir kemiğe sahip değil.
- Tom doesn't have a mean bone in his body.
Yüksek tasarruf oranı Japonya'nın güçlü ekonomik büyümesi için bir faktör olarak kabul edilmektedir.Çünkü o bol yatırım sermayesi kullanılabilirliği anlamına gelmektedir.
- A high savings rate is cited as one factor for Japan's strong economic growth because it means the availability of abundant investment capital.
Bu günlerde, aslan payı genellikle en büyük pay anlamına gelmektedir; fakat çok geçmeden önce onun hepsi anlamına geliyordu.
- These days, the lion's share usually means the biggest share; but not so long ago, it meant all of it.
Onun söylediği tamamen anlamsızdı.
- What she said was completely meaningless.
Onun sözleri anlamsız.
- His words are meaningless.
Tom bedeninde ortalama bir kemiğe sahip değil.
- Tom doesn't have a mean bone in his body.
Bu, onların diğer insanlarla ortak bir şeyi olmadığı anlamına gelmez.
- This does not mean that they have nothing in common with other peoples.
O, bana anlamlı bir şekilde baktı.
- She gave me a meaningful look.
Tom Mary'ye anlamlı bir bakış attı.
- Tom gave Mary a meaningful look.
Siz insanlar gerçekten aşağılıksınız.
- You people are really mean.
Tom nasıl bu kadar aşağılık olabilir?
- How could Tom be so mean?
Bazı insanlar güzel ve bazıları adidirler.
- Some people are nice, and some are mean.
Bir kelime kullandığımda,Humpty Dumpty ifade etmek için tam benim seçtiğimi o ifade ediyor-ne daha fazla ne daha az dedi.
- When I use a word, Humpty Dumpty said, it means just what I choose it to mean - neither more nor less.
Tom okulda en huysuz çocuktur.
- Tom is the meanest kid in school.
Taşımacılık araçlarımız yok.
- We have no means of transportation.
Bir araba, bir bisiklet, bir uçak, bir tekne ve bir tren tümü ulaştırma araçlarıdır.
- A car, a bicycle, an airplane, a boat, and a train are all means of transportation.
O acımasız öğretmenin bugün bize zor bir test vereceğinden oldukça eminim.
- I'm pretty sure that that mean teacher will give us a hard test today.
Bazı kaçış vasıtaları bulmalıyız.
- We must devise some means of escape.
O, resimler vasıtasıyla fikrini açıkladı.
- She explained her idea by means of pictures.
Yüksek tasarruf oranı Japonya'nın güçlü ekonomik büyümesi için bir faktör olarak kabul edilmektedir.Çünkü o bol yatırım sermayesi kullanılabilirliği anlamına gelmektedir.
- A high savings rate is cited as one factor for Japan's strong economic growth because it means the availability of abundant investment capital.
Sen pinti bir kişisin.
- You're a mean person.
O, iğrenç ve pintidir.
- She's nasty and mean.
Tom, sen böyle büyük bir zalimsin.
- Tom, you're such a big meanie.
Tom sarhoşken zalim olur.
- Tom gets mean when he's drunk.
O bana göre çok cimridir.
- He is very mean to me.
Neden bana karşı bu kadar cimrisin?
- Why are you so mean to me?
Sorunun nasıl çözüleceği konusundaki fikrinizi duydum, ancak neyi kastettiğinizi örneklemenizi istemek zorunda kalacağım.
- I heard your idea on how to solve the problem, but I would have to ask you to exemplify what you mean.
Amnezi, hafıza kaybı anlamına gelir.
- Amnesia means loss of memory.
Bu işaret ne anlama geliyor?
- What does this sign mean?
Lütfen beni affet. Kabalık etmek istemedim.
- Please forgive me. I didn't mean to be rude.
Tom kaba olmak istemedi.
- Tom didn't mean to be rude.
Bu, onları bir ders kitabı için, bir uygulama için, bir araştırma projesi için, her şey için yeniden serbestçe kullanabileceğin anlamına gelir.
- This means you can reuse them freely for a textbook, for an application, for a research project, for anything!
Amnezi, hafıza kaybı anlamına gelir.
- Amnesia means loss of memory.
Tom Mary'nin çirkin olduğunu söylemek istemediğinde ısrar etti.
- Tom insisted that he didn't mean to say that Mary was ugly.
Bir tek anlam çok sayıda jestlerle ifade edilebilirken, bir jest birden fazla anlamlara sahip olabilir.
- One gesture may have multiple meanings, while a single meaning can be expressed by a number of gestures.
Kelimenin değişik anlamları vardır.
- The word has several meanings.
well-meaning governments.
Gururu böylesine ahlaksız bir şey yapmasına izin vermezdi.
- His pride wouldn't allow him to do such a mean thing.
Öğretmen ne demek istediğini öğrencilere anlatmayı zor buldu.
- The teacher found it difficult to get his meaning across to the students.
Sözcüğün anlamını bilmiyorsan sözlüğe bakmak zorundasın.
- If you don't know the meaning of the word, you have to look it up in the dictionary.
Çocuklarımızın Noel'in gerçek anlamını öğrenmeleri için zamanı geldi.
- It's about time for our children to learn the real meaning of Christmas.
Sınavlar eğitimin gerçek anlamına müdahale eder.
- Examinations interfere with the real meaning of education.
For example:- wicked, meaning both good or great and bad or evil.
My home life means a lot to me.
Man was not meant to question such things.
He's so mean. I've never seen him spend so much as five pounds on presents for his children.
In \frac{18}{27}=\frac23, the product of the means is 2\cdot27, and the product of the extremes is 18\cdot3. Both products are 54.
It was mean to steal the girl's piggy bank, but he just had to get uptown and he had no cash of his own.
I have declared in the causes what harm costiveness hath done in procuring this disease; if it be so noxious, the opposite must needs be good, or mean at least, as indeed it is .
Anone he meaned hym, and wolde have had hym home unto his ermytage.
Of these they have Base, Tenor, Countertenor, Meane, and Treble.
He hits a mean backhand.
Watch out for her, she's mean. I said good morning to her, and she punched me in the nose.
It must have been a mean typhoon that levelled this town.
It presents a sort of mean between speech and song, continually inclining towards the latter, never altogether leaving its hold on the former; it is speech, though always attuned speech, in passages of average interest and importance; it is song, though always distinct and articulate song, in passages demanding more fervid utterance.
The generalized power means include power means, certain Gini means, in particular the counter-harmonic means.
The word gugugu is meaningless in English.
All our efforts were ultimately meaningless.
The boy is well-meaning enough, but he usually ruins things one way or another.
... ends site on the parents kaisa meaning ...
... there used to be. That’s the meaning of 60 is the new 40, 50 is the new 30. People ...