Определение meaning(a) в Английский Язык Турецкий язык словарь
- meaning
- {i} manâ
Her rengin bir manası var.
- Every colour has a meaning.
Oxford İngilizce sözlüğüne göre 'set' kelimesinin 430 farklı anlamı ya da manası var.
- According to the Oxford English Dictionary, the word 'set' has 430 different meanings or senses.
- meaning
- anlam
Orijinalde su kuyusu anlamına gelen hutong sözcüğü, Moğol dilinden yaklaşık 700 yıl önce gelmiştir.
- The term hutong, originally meaning water well, came from the Mongolian language about 700 years ago.
Onun sözleri tamamen anlamsızdı.
- Her words were wholly void of meaning.
- meaning
- {s} niyetli
- meaning
- {i} anlam, mana
- meaning-focused
- Anlam odaklı
- meaning
- {s} manâlı
- meaning
- {i} içerik
- meaning
- anlamında
Bir kelimenin anlamından emin değilsen, sözlüğe bak.
- If you are not sure about the meaning of the word, look it up in your dictionary.
Bir terimin birleşik anlamından dolayı, bir niteleyicinin kullanımı benzemeyen örnekleri engeller.
- An application of a qualifier precludes non-partaking instances from the compound meaning of a term.
- meaning
- {i} kasıt
- meaning
- anlamına gelerek
- meaning
- anlamına gelen
Fransızcada kuş anlamına gelen oiseau kelimesi, beş farklı sesli harf içeren en kısa kelimedir.
- The French word 'oiseau', meaning 'bird', is the shortest one to contain five different vowels.
Orijinalde su kuyusu anlamına gelen hutong sözcüğü, Moğol dilinden yaklaşık 700 yıl önce gelmiştir.
- The term hutong, originally meaning water well, came from the Mongolian language about 700 years ago.
- meaning
- manidar
- meaning
- önem
Tonlama çok önemlidir. Anlamı tamamen değiştirebilir.
- Intonation is very important. It can completely change the meaning.
- meaning
- anlamlı
O, bana anlamlı bir şekilde baktı.
- She gave me a meaningful look.
O, kadınları anlamlı bir meşgale olmaktan daha ziyade tek kullanımlık zevk olarak görüyor.
- He regards women as disposable pleasures rather than as meaningful pursuits.
- meaning
- değer
Benim varlığım değersiz ve anlamsız.
- My existence is worthless and meaningless.
- meaning
- {f} anlamına gel
Orijinalde su kuyusu anlamına gelen hutong sözcüğü, Moğol dilinden yaklaşık 700 yıl önce gelmiştir.
- The term hutong, originally meaning water well, came from the Mongolian language about 700 years ago.
Fransızcada kuş anlamına gelen oiseau kelimesi, beş farklı sesli harf içeren en kısa kelimedir.
- The French word 'oiseau', meaning 'bird', is the shortest one to contain five different vowels.
- meaning ful
- ful anlamı
- meaning less
- daha az anlam
- meaning of the sound
- sesin anlamı
- meaning to
- anlam
- meaning wind or created by the wind
- rüzgar anlam veya rüzgar tarafından oluşturulan
- meaning
- önemç meaningful sç anlamlı
- meaning
- meaninglymanalı manal
- meaning
- boş
Seninle her şey hoş, sensiz her şey boş.
- Anything is blissful with you. Nothing is meaningful without you.
- meaning
- meaninglessanlamsız
- meaning
- manasız
- meaning
- düşün/kastet/ifade et
- meaning
- (İnşaat) mana, anlam
- meaning
- {s} kasıtlı
- meaning
- abes
- meaning
- maksatll
- meaning
- {i} amaç
O sızıntıyı gidermeyi amaçlıyorum.
- I've been meaning to fix that leak.
- meaning loss
- anlam kaybı
- meaning of life
- hayatının anlamı
- meaning of quran
- kuran meali
- meaning potential
- (Dilbilim) olası anlam
- meaning
- (Pisikoloji, Ruhbilim) anlam
- Propositional meaning
- Bir kelimenin gerçek anlamında mı yoksa mecazi anlamında mı kullanıldığını belirten anlam
- cognitive meaning
- (Dilbilim) bilişsel anlam
- explain the meaning
- anlamlandırmak
- pure meaning
- (Pisikoloji, Ruhbilim) arı anlam
- related to meaning
- anlamsal
- restriction of meaning
- (Dilbilim) anlam daralması
- root meaning
- kökanlam
- sense and meaning
- (Eğitim) anlam ve içerik
- will to meaning
- (Pisikoloji, Ruhbilim) anlam istemi
- connotative meaning
- yananlam
- contextual meaning
- kapsam
- figurative meaning
- mecazi anlam
- grammatical meaning
- gramer anlamı
- have as a meaning
- anlam olarak al
- lexical meaning
- sözlük anlamı
- lexical meaning
- kelime anlamı
- multiple meaning
- çok anlamlı
- with that meaning
- o anlamla
- word meaning
- kelime anlamı
- as luck would have it meaning
- Şans eseri
- as luck would have it meaning
- Allah'tan, iyi ki, çok şükür ki, bereket versin ki
- dispute over the meaning of words
- kelimelerin anlamı üzerinde anlaşmazlık
- equivalent in meaning or effect
- anlam veya yürürlükte olan eşdeğer
- get meaning mutually
- karşılık bulmak
- have a meaning
- si bir anlam
- indian male given name - meaning victor in wars
- savaşlarda Hintli erkek isim - anlam kazanan
- lexical word meaning
- sözcük sözcük anlamı
- lose its meaning
- anlamını yitirmek
- opposite meaning
- Zıt anlam
- render the meaning
- render anlamı
- simple meaning
- Basit anlamı
- well-meaning
- barışçıl
well-meaning governments.
- widened meaning
- anlam genişlemesi, geniş anlamda kullanma, genişletilmiş anlam
- adequacy of meaning
- (Pisikoloji, Ruhbilim) anlam yeterliliği
- ascribe a meaning to
- anlam yüklemek
- assign a meaning
- anlam yüklemek
- attribute a meaning
- anlam yüklemek
- attribute a meaning to
- anlam yüklemek
- be unable to find a meaning in
- mana verememek
- broad meaning
- geniş anlam
- carry meaning
- anlam taşımak
- central meaning
- (Dilbilim) çekirdek anlam
- central meaning
- (Dilbilim) temel anlam
- change its meaning
- anlam değiştirmek
- conceptual meaning
- (Dilbilim) kavramsal anlam
- contextual meaning
- (Dilbilim) bağlamsal anlam
- double meaning
- çift anlamlı
- expended meaning
- (Dilbilim) genişlemeli anlam
- external meaning
- (Dilbilim) dışanlam
- give new meaning to
- anlam kazandırmak
- have the meaning for
- anlamı taşımak
- intentional meaning
- (Dilbilim) amaçlanan anlam
- lose its meaning
- anlamını kaybetmek
- lose its meaning
- anlamı kalmamak
- marginal meaning
- (Dilbilim) çevresel anlam
- multiple meaning
- (Dilbilim) çoğul anlam
- negotiation of meaning
- (Dilbilim) anlam söyleşmesi
- not to have a meaning
- anlam ifade etmemek
- real meaning
- gerçek anlam
Çocuklarımızın Noel'in gerçek anlamını öğrenmeleri için zamanı geldi.
- It's about time for our children to learn the real meaning of Christmas.
Sınavlar eğitimin gerçek anlamına müdahale eder.
- Examinations interfere with the real meaning of education.
- same meaning
- aynı anlam
- structural meaning
- (Dilbilim) yapısal anlam
- take on meaning
- anlamını kazanmak
- unable to find a meaning in
- mana verememek
- well meaning
- iyi niyetli
- widening of meaning
- (Dilbilim) anlam genişlemesi
- words of opposite meaning
- zıt anlamlı sözcükler
- wrest from meaning
- ters anlamak
- wrest from meaning
- anlamını çarpıtmak