He made a complete financial record on his computer, basing his calculations on countless receipts and bank records.
- O, sayısız makbuz ve banka kayıtlarıyla ilgili yaptığı hesaplamalara dayandırarak, bilgisayarında tam bir mali kayıt yaptı.
Workers are taking a financial beating in the employment crisis.
- İşçiler iş krizinde mali yenilgi alıyorlar.
A fiscal tightening policy is being enacted.
- Bir mali sıkma politikası yürürlüğe giriyor.
The Japanese fiscal authorities are weighing measures to restore public confidence in their economic management.
- Japon mali otoriteleri ekonomik yönetimlerinde ulusal güveni yenilemek için önlemleri tartıyorlar.
Tom's expensive tastes put a strain on the family's finances.
- Tom'un pahalı zevkleri ailenin mali durumuna bir yük oluyordu.
Sami spotted a problem with his finances.
- Sami mali durumunda bir sorun tespit etti.
They labored over the budget for the fiscal year 1997.
- Onlar 1997 mali yılı için bütçe üzerinde çalıştılar.
Sami spotted a problem with his finances.
- Sami mali durumunda bir sorun tespit etti.
Tom's expensive tastes put a strain on the family's finances.
- Tom'un pahalı zevkleri ailenin mali durumuna bir yük oluyordu.