Your view of reality is too materialistic.
- Senin gerçekliğe bakışın fazla maddeci.
I don't think I'm materialistic.
- Maddeci olduğumu sanmıyorum.
I don't think I'm materialistic.
- Maddeci olduğumu sanmıyorum.
Your view of reality is too materialistic.
- Senin gerçekliğe bakışın fazla maddeci.
Japan imports various raw materials from abroad.
- Japonya yurtdışından birçok önemli ham madde ithal eder.
Japan has to import most of its raw materials.
- Japonya ham maddelerinin çoğunu ithal etmek zorunda.
Tom omitted a couple of items from the list.
- Tom listeden birkaç maddeyi savsakladı.
The police knew it was a hot item.
- Polis onun sıcak bir madde olduğunu biliyordu.
Please bring the matter forward at the next meeting.
- Lütfen gelecek toplantıda maddeyi öne sür.
Let's talk over the matter.
- Madde üzerinde konuşalım.
Glands secrete chemical substances into the body.
- Bezler vücuda kimyasal maddeler salgılar.
Prostitution, gambling, the use of narcotic substances, drunkenness, disorder, and all other illegal activities are STRICTLY FORBIDDEN.
- Fahişelik, kumar, uyuşturucu madde kullanımı, sarhoşluk, düzeni bozmak ve diğer yasadışı etkinlikler kesinlikle yasaklanmıştır.
I'd like to know how the body absorbs these substances.
- Vücudun bu maddeleri nasıl emdiğini bilmek istiyorum.
I would like to know how these substances are absorbed by the body.
- Ben bu maddelerin vücut tarafından nasıl emildiğini bilmek istiyorum.
What stuff is this jacket made of?
- Bu ceket hangi maddeden yapılıyor.
The philosopher's stone was a legendary substance capable of turning base metals into gold.
- Felsefe taşı baz metalleri altına dönüştürebilen efsanevi bir maddeydi.
Read the article again.
- Sözleşme maddesini yine oku.
I hope that Japan will abide by Article 9 of her Constitution.
- Japonya umarım anayasasının 9. maddesine uyar.