mağaza

listen to the pronunciation of mağaza
Турецкий язык - Английский Язык
shop

There is a flower shop near by. - Yakınlarda bir çiçek mağazası var.

This shop uses only recycled paper. - Bu mağaza sadece geri dönüştürülmüş kâğıt kullanır.

store

My mother bought some apples at a fruit store. - Annem, bir meyve mağazasından biraz elma aldı.

Will you come with me to the store? - Mağazaya benimle gelecek misin?

shebang
emporium
large store (business establishment)
large store, shop
joint

We run the store jointly. - Biz mağazayı birlikte çalıştırıyoruz.

(Ticaret) outlet store
locker
stand
in store

Tom doesn't know what's in store for him. - Tom onun için mağazada ne olduğunu bilmiyor.

We have a few surprises in store for her. - Mağazada onun için birkaç sürprizimiz var.

mağaza sahibi
shopkeeper

I believe that the code for Lebanon is 961, the shopkeeper said. - Mağaza sahibi Lübnan için kodun 961 olduğuna inanıyorum dedi.

But don't you think that it's a little big? asked the shopkeeper. - Mağaza sahibi Fakat onun biraz büyük olduğunu düşünmüyor musun? diye sordu.

mağaza hırsızı
shoplifter
mağaza soygunculuğu
shoplift

Mary was arrested for shoplifting. - Mary mağaza soygunculuğundan tutuklandı.

He was shocked to hear that his daughter had shoplifted. - O, kızının mağaza soygunculuğu yaptığını duyduğuna şok oldu.

mağaza güvenlik görevlisi
spotter
mağaza kapanıyor
The store is closing
mağaza sahibi
warehouseman
mağaza sorumlusu
stockman
mağaza sorumlusu
storekeeper
büyük mağaza
department store
butik mağaza
boutique
ucuzcu mağaza
slopshop
mağazalar
stores

I prefer department stores: the prices are lower. - Büyük mağazaları tercih ederim: fiyatlar daha düşüktür.

Mobs broke into stores looking for food. - Serseri grupları yiyecek aramak için mağazalara zorla girdi.

outlet mağaza
(Ticaret) outlet store
umumi mağaza
(Ticaret) warehouse
zincir mağaza
chain store
bu mağaza saat kaçta kapanıyor
When does this store close
büyük mağaza
warehouse
merkez mağaza
(Ticaret) central store
perakende mağaza zinciri
(Ticaret) retail store chain
vitrin (mağaza vb)
(Ticaret) retail display
yakınlarda büyük mağaza var mı
Is there a department store nearby
Турецкий язык - Турецкий язык
Eşya ve azık deposu
Büyük dükkân: "Mahmutpaşa'da bir manifatura mağazası işletiyor ve ayrıca iyi iş yapan bir düğme fabrikasının da yarı yarıya sahibi bulunuyordu."- H. Taner
Büyük dükkân
büyük mağaza
Her türlü tüketim maddesinin bol miktarda satışa sunulduğu yer
spot mağaza
Fabrikalardan toptan ve vadeli mal satın alarak bunları indirimli fiyatlarla peşin olarak satan iş yeri